"O gece zengin ülkelerde yaşamalarına rağmen kaç kişinin yoksunluk içinde olduğunu, kaç evin barakalardan ibaret olduğunu, kaç kocanın sarhoş olup karılarını dövdüğünü, kaç çocuğun zulüm gördüğünü, suistimal edildiğini, terk edildiğini merak etti. Kaç aile yiyeceğe para yetiştiremeyip aç kalmıştı? Kaç kalp kırılmıştı? O gece kaç kişi intihar edecek, kaç kişi delirecekti? Kaç hamamböceği, kaç ev sahibi muzaffer olacaktı? Kazananların kaçı aslında kaybetmişti, başarılı sanılanların kaçı başarısız, kaç zengin aslında fakirdi? Akıllı geçinen kaç kişi aptaldı? Kaç mutlu son mutsuzdu? Kaç dürüst adam yalan söylemiş, kaç cesur adam korkuya kapılmış, kaç sadık adam ihanet etmiş, kaç aziz yolsuzluk yapmış, itimat gerektiren konumlara sahip kaç kişi para için ruhlarını alçaklara satmıştı, kaç kişinin ruhu bile yoktu? Kaç dosdoğru yol aslında çarpıktı? En iyi ailelerin kaçı aslında en kötü aileydi ve kaç iyi insan kötüydü? Hepsini toplayıp, sonra çıkarırsan, geriye yalnızca çocuklar ve belki Albert Einstein ve bir köşede yaşayan yaşlı bir kemancı ya da heykeltraş kalırdı."
Joseph Heller, Madde 22, s. 564-565.